1 Mart 2017 Çarşamba

Turizmde Avrupa Pazarı Unutuluyor mu?

TÜRSAB'ın Şubat 2016 başında http://www.rehbergundemi.com/tursabdan-hukumete-mektup.html sayfasında yayınlanan hükümete mektubunu okuduktan sonra "nereye gidiyoruz?", "Avrupa pazarı gözardı mı ediliyor?" sorularına cevap ararken aklıma gelenleri sizlerle de paylaşayım.
     Ankara'da uzun yıllar İtalya Devleti' nin büyükelçilik görevini yapan Carlo Marsili, neden Türkiye'nin AB'ye alınması gerektiği hususunda uzunca bir yazı kaleme almış ve bunu haziran 2009'da bir broşür olarak yayımlamıştı.
         Birçok maddeden oluşan ve Türkiye' nin haklılığını tek tek sıralayan bu yazıda benim dikkatimi bir madde daha çok çekmişti.
    2008 yılında Türkiye' yi 23 milyon yabancı turistin ziyaret ettiğini ve bunun büyük bir çoğunluğunun Avrupalı olduğunu dolayısıyla Türk toplumunun açık bir toplum yapısına sahip olduğunu anlatıyordu Büyükelçi. 
       Geleneksel değerlere sahip olan Türkiye' nin çok yönlü sosyal bir yapıya sahip olduğunu, laikliği tehdit edebilecek muhafazakar eğilimlere karşı da modern dünyayla turizm sayesinde iç içe yaşayan Türk toplumunun bir antikor geliştirdiğine dikkat çekiyordu.
    Yani, kısaca, modern ve Avrupalı kültürle turizm sayesinde bütünleşen Türkiye'nin aşırı muhafazakarlığa kaçmasının biraz zor olduğunu söylüyordu ki, son derece doğru bir tespitti bence. 
      Yıllar önce, 80' lerin ortasında ilk kez Konya'ya gittiğimde ramazan ayı nedeniyle açık bir restoran bulamamıştık. Beri yandan, turizm nedeniyle açılan restoranlar bırakın ramazanda yemek vermeyi, içki bile satıyorlardı. işletmecisi ne kadar dinine bağlı olursa olsun "açık toplum" felsefesini benimsemiş, bundan bir rahatsızlık duymadan bu tutucu şehirde ticaretin keyfini çıkarıyordu.
          Peki ya şimdi?
       Avrupalı turist, içine düştüğü mali kriz nedeniyle yavaş yavaş gezme lüksünden vazgeçerken, öncelikli olarak can güvenliğinin bulunmadığı ülkeleri terk ediyor. Avrupalının elini ayağını çektiği ülkemize de, kendi ülkesinde asla göremediği yeşillik, orman, şelale, çağlayan, yayla gibi sadece cennette vaat edilen yerleri dünya gözüyle görmeye can atan paralı körfez ülkeleri turistleri ise akın ediyor.
      Bunun, siyaseten hükumet için ikinci bir getirisi daha var: Laik dünya yaşamına uyumlu Avrupalı turist ülkenin manevi değerlerini artık erozyona(!) uğratamayacak. Örnek, artık Konya'da Ramazan ayında "turist için açık tutuyoruz restoranı" gibi bahaneler ortadan kalkacak. ya da "turist için alkol satıyoruz" gibi bahaneler de tükenecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder